GÜNBOYU ERDOĞAN ÇAM
Bugün takvim 25 Kasım 2021’i gösteriyor. Bazılarımız için bu tarih hiçbir şey ifade etmiyor olabilir, ancak tam altmış bir yıl önce bugün tarihin kara sayfalarından biri daha yazılıyordu. Yıl 1960, yer Dominik Cumhuriyeti ve bir diktatörün zulmüne boyun eğmeyen üç büyük kadın ya da üç koca yürek, eli kanlı diktatör Rafael Trujillo’nun hedef göstermesi sonucu hunharca katledildi.
Dediğim gibi bugün bu tarih bazılarımıza çok yabancı ama bazılarımıza da çok tanıdık. Tam 31 yıl sürdü Trujillo’nun diktası ve bu dikta nice kanlı eylemlere sahne oldu, 30 sene içerisinde. Ve aklanmasına bu kanların yandaş medya eliyle yine. Tıpkı günümüzdeki gibi bilinerek ve göre göre.
Bugün diktatörlüğün devrilmesinin simgesi haline gelen üç kız kardeşi anarken aynı zamanda katledilen tüm canlarımızı, kadınlarımızı, analarımızı, evlatlarımızı yâd ediyoruz ve 20 senelik bir diktanın bize bıraktığı şiddet enkazını da bu bahaneyle lanetliyoruz.
Tam altmış bir yıl önce gösterdi üç kadın bize, binlerce erkeğin yapamayacaklarının, üç koca yürek tarafından nasıl yapılabildiğini. Canlarını verme pahasına mücadele ettiler katil Trujillo’yla. Ve verselerde canlarını, arkalarında bıraktıkları o devrimci ruh, sonu oldu kanlı diktatörün. Binlerce yıldır sömürülen kadınlarımızın sesi olabilecek öyle nice ses var ki tarihin erkek egemen sayfalarında, saymakla bitmez. Bu sebeple sadece üç kadın değil tüm kadınlardır tarihimizi şekillendirecek olanlar
ve onların içindeki dönüştürme ruhudur, tarihin karanlık sayfalarını, bembeyaz yapraklara dönüştürecek olan. Kısacası umudumuzun adıdır kadın.
Evet, bugün de her zaman olduğu gibi insanlarımızı ve fakat özellikle de kadınlarımızı bekleyen en önemli görevlerden birisidir, kadına karşı şiddetle mücadele. Kadınlar çıktığında meydanlara, nelerin değişebileceğini göstermiştir tarihin sayfaları bize, Fransız İhtilalinde, Rus Devriminde, Latin Amerika da, Dominikte ve özellikle Cumhuriyetin ilanında. Evet, biz ki kadına verilen haklarda, sayılı cumhuriyetlerden birinin evlatları olarak, ne zaman düştük bu çukura ve neden çabalamıyoruz hâlâ içimizde bu kuvvetin olduğunu bile bile.
Şimdi buradan seslenmek istiyorum tüm kardeşlerime, kadın veya erkek farketmeksizin. Ne yapmalı bu çukurda, kulak mı vermeli özüne ve dolayısıyla özgürlüğüne, yoksa batmalı mı daha da, içimizdeki o özgürlüğü boğmak pahasına en diplere? Unutmamak gerek, şiddet insani bir eylem olmadı hiçbir zaman. Bu batışın kaybettirdiği ise sonunda muhakkak insanlığımız olacaktır bize…
FATMA ŞAKRU
AYDIN İYİ PARTİ İL KADIN KOLLARI BAŞKANI