Uğur Mumcu suikastının üzerinden 32 yıl geçti
Türkiye'nin araştırmacı gazetecilik alanındaki sembol ismi Uğur Mumcu, 32 yıl önce bugün, 24 Ocak 1993'te düzenlenen bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Mumcu'nun suikastı, dönemin en karanlık ve belirsiz olaylarından biri olarak tarihe geçti. İBDA-C ve Hizbullah gibi terör örgütlerinin üstlendiği bu saldırı, hala aydınlatılmayı bekleyen bir cinayet dosyası olarak kaldı.
CİNAYET DAVALARI 'UMUT' DOSYASINDA BİRLEŞTİ
Uğur Mumcu'nun ölümünden yedi yıl sonra başlatılan yargılamalar, olayın gerçek arkasını ortaya koymakta yetersiz kaldı. Mumcu suikastı, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok gibi önemli şahsiyetlerin cinayetleriyle birlikte "Umut" davası adı altında birleştirildi. Ancak, davada verilen kararlar ve yargılama süreci, cinayetlerin ardındaki sırrı tam olarak çözmeye yetmedi.
BAZI SANIKLAR YENİDEN YARGILANIYOR
Suikastla ilgili yürütülen yargı sürecinde, silahlı suç örgütü kurma ve üyeliği gibi suçlardan cezalar verilmiş olsa da, sonuçlar kamuoyunda tatmin edici bulunmadı. Yargıtay’ın bozduğu ilk mahkeme kararlarının ardından sanıklar, çeşitli suçlardan hapis cezalarına çarptırıldılar. Ancak Anayasa Mahkemesi, gözaltı süreçlerine dair yaşanan usulsüzlükler nedeniyle bazı sanıkların yeniden yargılanmasına karar verdi.
'OLAYLAR YILLAR SONRA AYDINLANIR'
Uğur Mumcu, 1992’de kaleme aldığı "Dipsiz Kuyu" başlıklı yazısında, Orta Doğu’daki karmaşık ilişkileri ve cinayetlerin ardındaki belirsizlikleri dile getirmişti. "Emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleri ile istihbarat örgütlerinin kirli oyunlar oynadığı" bu bölgedeki karanlık yapıyı anlatırken, "Olaylar yıllar sonra aydınlanır" diyerek, cinayetlerin aydınlatılmasının uzun bir süreç olacağına dikkat çekmişti.
Usta gazeteci Mumcu, ölüm yıldönümünde katledildiği noktada düzenlenecek törenlerle anılacak.
