Türk Psikologlar Derneği'nden kanunumuzu çıkarın çağrısı

Türk Psikologlar Derneği'nden kanunumuzu çıkarın çağrısı

Türk Psikologlar Derneği, bugün Ankara’da, miting düzenledi. Mitingde yapılan konuşmalarda psikologlarla ilgili kanunun çıkarılması, kamudaki alımların artırılması istenirken sahte psikologlara karşı da denetime dikkat çekildi.

Türk Psikologlar Derneği bugün, Ankara, Anıtpark’ta bir miting düzenledi.

Türk Psikologlar Derneği Genel Sekreteri Uzm. Psk. Faruk Bozkır, mitingde şunları söyledi:

“70 yıldır sorunlarımız aynı. Yaşam koçuna, apartman görevlisine -ki asla küçümsemek için söylemiyorum- ya da hayatımızda gördüğümüz her işe bir kanun çıkaran TBMM, 70 yıldır Türkiye'nin psikologlarına -ki o psikologlar 1999 depreminde günlerce çadırlarda kalıp halkına yardım eden, Soma maden faciasında günlerce madenci yakınlarının yanında olup psikolojik destek sağlayan, Bodrum yangınında, Kastamonu selinde görev alan psikologlar ve en son 6 Şubat'taki büyük depremde, yine depremden etkilenen vatandaşlarının yanına ilk koşan sivil toplum kuruluşu olan Türk Psikologlar Derneği, psikologlar, hâlâ bugün konteyner kentlerde gönüllü hizmet veren tek sivil toplum kuruluşu, ilk giren biz olduk, son çıkan da biz olacağız. Ama dönüp bakıyoruz, maalesef mesleğimizin bir kanunu yok.

"NE YAPMAMIZ LAZIM KANUN ÇIKARTMANIZ İÇİN?"

Ruh Sağlığı Yasası’nda belirsiz bir tablo... Psikoterapi alanında, yetkisiz insanlar, binlerce Türk vatandaşını mağdur ediyor. Denetlenmeyen, başıboş bırakılmış bir alan... Bizim mesleğimizin ilk ihtiyacı olan şey bir meslek kanunu. Bunu biz sadece kendimiz için istemiyoruz. Psikolojik hizmetlerden yararlanan bütün vatandaşlarımız için, denetlenebilir bir hizmet için istiyoruz. Bu nedenle çok yoğun çabalar sarf ettik ve şu an Meclisimizde bununla ilgili yasa tasarımız var. Buradan davet ediyorum; bütün partilerimizi, milletvekillerimizi, lütfen kanunumuza destek versinler ve bir an önce bu alandaki boşluğu dolduralım. 12 bin 500 mezun veriyoruz, 120 binin üzerinde psikolog alanda. Bunun aileleriyle birlikte 1 buçuk-2 milyon insanı temsil eden bir kitleyiz. Milletvekilleri, siyasi partiler buradan soruyorum: Ne yapmamız lazım kanun çıkartmanız için. Hiçbir mesleğin ipoteğini kabul etmiyoruz. Bağımsız bir şekilde psikologlar, hem kamu kurumlarında hem de alanda çalışacaklar. Bu bizim en doğal ve engellenemez hakkımızdır. Nasıl ki biz bu halk için bugüne kadar büyük mücadeleler verdik. Bugün de yasamızı istemek en doğal hakkımızdır diye düşünüyorum.”

“HER YIL 12 BİN 600 MEZUN VERİYORUZ BAKANLIK 244 KONTENJAN AÇIYOR NE OLACAK BU ÖĞRENCİLERİMİZ?”

Türk Psikologlar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aslı Göncü Köse ise şunları söyledi:

“Meslek yasası, bizim gerçekten kanayan yaramız. 1976 yılında Türk Psikologlar Derneği kuruldu. O günden bugüne gönüllü olarak gelip hizmet veren, bizden önceki yönetimler de bunun kavgasını verdi. Biz de geldiğimiz günden beri bunun kavgasını veriyoruz. Aslında bu kavgası verilecek bir şey olmamalı ama. Herkes diyor ki ‘Psikoloğa ihtiyacım var.’ Herkesin psikoloğa ihtiyacı var ya da herkes psikolog da olmak istiyor.

O mücadeleyi bir ara atlattık hatırlarsanız. Neden peki psikolojik hizmetler bizim ülkemizde bu kadar ulaşılması zor? Neden ‘her aile sağlık merkezine bir psikolog sözü’ unutuldu? Bu konuda siyasi partilerin temsilcilerinden yardım istiyoruz. Çünkü biz halkımıza nitelikli psikolojik hizmet sunmak istiyoruz. Evet biz gönüllü olarak deprem bölgesindeyiz, şu anda hâlâ oradayız, olmaya da devam edeceğiz. Gönüllü olarak her faciada, ülkemizin başına gelen her kötü şeyde halkımızın yanında oluyoruz. Ama biz meslek yasası istediğimizde bunun bir karşılığını göremiyoruz. Bu çok acı. Bir de merak ediyorum, biz ne zaman ilimden, bilimden bu kadar ayrıldık? Mesela kovid pandemisinde bilim kurulunda bir sağlık psikoloğu gördünüz mü ya da halkı önlemleri arttırmaya ikna edecek sosyal psikologlar orada mıydı? Değildi. Biz neden bu kadar görmezden gelindik? Neden bu akıl tutulmasını yaşıyoruz?

Başka bir akıl tutulması da benim bir akademisyen olarak dile getirmek istediğim, biz her yıl 12 bin 600 mezun veriyoruz. Sonra Sağlık Bakanlığı psikologlar için bir kontenjan açıyor: 244 psikolog alımı. Ne olacak bu öğrencilerimiz? Bizim geleceğimiz ne olacak? Öğrencilerimize biz nasıl diyeceğiz ki ‘Sen mezun olduğunda emin ol emeğinin karşılığını alacaksın, kesinlikle iş bulacaksın’ diyemiyoruz. Çünkü yeterli alım yapılmıyor ve psikologlar olarak bizim mezunlarımız, özel eğitim merkezlerinde asgari ücretin altında çalışmaya zorlanılıyor. Eminim içinizde vardır şu anda. Bu durum sürdürülebilir bir durum değil.

Dünyanın göz bebeği olan bir mesleğe bunlar gerçekten reva değil. Ama biz Türk Psikologlar Derneği olarak bu mücadeleyi başlattık, devam ettireceğiz, bizden önceki yönetimlerin başlattığını devam ettiriyoruz. Bizden sonra sizler belki bayrağı alacaksınız ama benim temennim şu ki, cumhuriyetin 100’üncü yılında artık bu meseleyi çözelim. Yoksa biz durmadık, yine de devam edeceğiz. Ama artık 2023’te, tüm siyasi partilerin desteğiyle meslek yasamızı istiyoruz.”