Sinan Ateş davasında 5. gün. Son günde kritik detay

Sinan Ateş davasında 5. gün. Son günde kritik detay

Türkiye’nin konuştuğu herkesin kararı merakla beklediği Sinan Ateş davasında beşinci duruşma başladı.

Ankara’da suikast sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin davada 5. güne gelindi.

ayse-ates-bildigim-hicbir-seyin-sir-kalmasini-17487025-amp.jpg

“ALPER BANA ODADA KİMİNLE KALACAĞINI SÖYLEMEDİ”

Tanık Gökhan Türkmen ise verdiği ifadesinde "Ben şahsın vefat ettiğini haber sitelerinden öğrendim. Onun haricinde konuyla alakalı bir bilgim yok" dedi. Alper Atay’ı beş yıldır tanıdığını ve Sancaktepe’de bulunan otelinde futbolcuların konaklaması için yönlendirme yaptığını söyledi. Türkmen, Çep’i ise tanımadığını söyledi.

“DOĞRUDAN SİNAN ATEŞ’İ HEDEF ALDI”

Tanık Ahmet Keçik ise ifadesinde cinayete ilişkin, “Ben rahmetliyi ülkü ocakları başkanlığı döneminde ve akademisyenken tanıdım. Birlikte cuma namazına gittik. Namazda ben, Selman ağabey ve rahmetli vardı. Giderken de dönerken de yaya gittik, aynı istikameti kullandık. Dönüşte bir lokanta vardı, onun orada saldırıya uğradık. Aniden karşımıza çıktı ve ateş etmeye başladı. Çok seri bir şekilde ateş edildi. Doğrudan Sinan Ateş’i hedef aldı. Silahı gövdesine doğru nişan aldı. Daha sonrasında ben bir aracın arkasına saklandım. Sinan Ateş’in camiye giderken silah taşıdığını görmedim. Sonrasında kendimi savunma ihtiyacı hissettim” dedi.

“RAHMETLİNİN BELİNDEKİ SİLAHI GÖRDÜM VE KENDİMİ SAVUNMA İHTİYACI DUYDUM”

Kendisine ait bir silahının olmadığını ve ilk yardım bilgisinin olmadığını söyleyen Keçik, Sinan Ateş’i kastederek, ''Biz kendisine hiç ‘reis’ kelimesini kullanmazdık” dedi. Silah sesleri esnasında kaçtığını ve Selman Bozkurt’u görmediğini belirten Keçik, “Aracın arkasına saklanan şahıs, sürekli rahmetliye ateş ediyordu. Yerde yatarken belindeki silahı gördüm, onu aldım. Rahmetlinin silah sahibi olduğunu biliyordum ama o gün yanında olup olmadığını bilmiyordum. Rahmetlinin belindeki silahı gördüm ve kendimi savunma ihtiyacı duydum. Ateş eden şahsı hedef almadan ateş ettim. Kaçtığını gördükten sonra rahmetliyi kontrol ettim, tepki vermiyordu. Daha sonra Selman’a baktım, o da yaralıydı. Hem benim hem onun elinde silah vardı. Orada insanlar bize yardım etmek için geliyordu. Rahmetli çok kan kaybediyordu. Daha sonra polisi aradım. Yaralarını bastırarak tampon yaptım ve ambulansın gelmesini bekledim” diye konuştu.

“SİLAHLI BİRİNİ GÖRDÜM, KOŞARAK MOTORA BİNDİ”

Tanık Gönül Ergin ise duruşmaya SEGBİS ile bağlanarak şu bilgileri verdi:

Biz, o gün doktor randevum vardı. Doktordan çıktım. Arabama bindim ve tam u dönüşü yaparken, silah sesi duydum. Sonra tekrar silah sesi duydum. Ben vurulma anını görmedim ama silah sesini duyunca etrafıma bakındım. Bakınırken, sol elinde ucu uzun silahla koşarak gelen, kafasında herhangi bir bere olmayan kişiyi gördüm. Bu kişi daha sonrasında kasklı birinin arkasına binerek hareket etti. Sonrasında 112’yi aradım. ‘Silahlı birini gördüm, koşarak motora bindi’ dedim. Daha sonrasında arabamdan motorun resmini çektim. Olay yerine gidip, komiserin birine telefonumdaki resimleri gönderdim. Ben sadece silahlı bir kişinin motora binip kaçtığını gördüm. Plakanın son üç rakamının bantla kapatıldığını gördüm. Silah koşarken elindeydi.

“ADINI İLK DEFA DUYDUM”

Tanık Yavuz Süleymanoğlu ise ifadesinde, Aytaç Ataç’ı tanıdığını söyleyerek, Ataç’ın işlettiği dükkana müşteri olarak gittiğini söyledi.

Sinan Ateş’in öldürüldüğü gün orada bulunduğunu söyleyen Süleymanoğlu, ''Bana Sinan Ateş’in öldürüldüğünü söylediler. Adını ilk defa duydum. Aytaç, Tolgahan Demirbaş'ı aradı. Sonrasında bulunduğumuz mekandan beş gibi çıktık” dedi. Aytaç Ataç’ın avukatı, Süleymanoğlu’na çiftliğine gidip gitmediğini, çiftlikten haberi olup olmadığını sordu. Süleymanoğlu, ''Oradan yumurta alıyordum. Orada mangal yapmışlığımız da var. Biz oradayken gelip giden tanımadığım arkadaşlar da oluyordu” diye konuştu.

TANIK MOTOKURYENİN İFADESİ ALINDI

Duruşma, tanık motokurye Yusuf Mert’in dinlenmesiyle başladı. Mert, ''Ben motokuryeyim. Ben ışıklarda beklerken karşı tarafta aynı yerde denk geldik. Kaçan iki kişi gördüm. Onlarda da motor vardı. Motorda oturan kişide kask vardı, sonradan arkaya binen kişide kask yoktu. Peş peşe Nextlevel’a kadar gittik. Onlar sonra Konya Yolu’na gitti. Motoru hızlı kullanıyorlardı, o dikkatimi çekti. Kendilerinde silah görmedim. Bindikleri motosikletin plakanın bir kısmı bantlıydı, kapatılmıştı. Herhangi birinin vurulduğunu görmedim'' dedi.

Ateş’in eşi Ayşe Ateş, dün ilk kez hakim karşısına çıkarak ifadesini verdi.

İki MHP'linin ismini veren Ateş “Sinan, bu tehditler başladığında bana ‘Ayşe, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın, Ahmet Yiğit Yıldırım ile Olcay Kılavuz’a talimat vermiş ve beni öldürmek için kapı kapı gezip kiralık katil arıyorlarmış” dedi.

ekran-alintisi-8.jpg

KEREM GÖKAY ÖNER'DEN SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU

Davanın dördüncü duruşmasında ortaya çıkan skandal herkesi şaşırttı.

Sinan Ateş soruşturmasında Asayiş Şube Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Kerem Gökay Öner, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Öner, Tolgahan Demirbaş'ın sokakta yakalandığı belirtilen polis tutanağının "sahte" olduğunu ve bu tutanağın Demirbaş'ı gözaltına almayan polisler tarafından hazırlanarak imzalandığı iddia etti.

“OLCAY KILAVUZ'UN EVİNDE GÖZALTINA ALDIK”

Ateş ailesinin avukatlarından Süleyman Kavak, "Tolgahan Demirbaş'ı, Olcay Kılavuz'un evinde gözaltına aldık. Demirbaş’ın sokakta gözaltına alındığını anlatan yakalama tutanağı sahte" diyerek suç duyurusunda bulunan eski polis müdürünün dosyada tanık olmasını talep etti.

Davanın ilk dört duruşmasında sanıklar, sanık avukatları, müştekiler ve müşteki avukatları dinlendi. Bugünkü oturumda ara karar çıkması ve mahkemenin ileri bir tarihe ertelenmesi bekleniyor.