Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta:"Covid-19 geçirenler keyiflerine baksın"

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, kendi adını taşıyan internet sitesi üzerinden Covid-19'u geçirenlerin gündelik yaşantılarına dair önemli tespitlerde bulundu.

Küçükusta, sitesinden paylaştığı yazıda pek çok bilimsel araştırmayı derlerken yazısında vardığı sonuç üzerinden Covid-19'u geçirenlerin gündelik yaşantılarına son derece rahat bir şekilde dönebileceklerini söyledi.

İşte Küçükusta'nın kendi adını taşıyan sayfasında paylaştıkları:

Dünya Sağlık Teşkilatı (DSÖ) ve başta USA Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Antony Fauci olmak üzere dünyanın önde gelen bilim adamları aşılarla sağlanan bağışıklığın hastalık geçirmekle sağlanan bağışıklıktan daha güçlü olduğunu tekrarlayıp duruyorlar.

Bu açıklamaların amacı aşıların etkinliklerinin çok yüksek olduğunu anlatmak ve insanları aşı olmaya teşvik etmek olabilir ama bu tür hakikatle uyuşmayan, abartılı açıklamaları bilime olan güveni sarsması bakımından doğru bulmuyorum.

Enfeksiyon geçirerek sağlanan bağışıklık hemen her zaman aşılarla sağlanan bağışıklıktan daha kuvvetli ve daha uzun ömürlüdür; çünkü bu sayede virüsün tüm antijenlerine karşı hem yerel yani virüsün vücuda ilk girdiği yerde hem sistemik bağışıklık (antikor + hücresel) sağlanır.

Yeni bir araştırmada, orta ağırlıkta COVİD geçirenlerde S proteinine karşı oluşan antikorların ilk 4 ayda hızla azaldığı, azalmanın müteakip 7 ayda tedricen devam ettiği ancak antikorların 11 ay sonra bile tespit edilebildiği gösterildi.

S proteinine karşı oluşan antikorların seviyeleri, enfeksiyondan 7-8 ay sonra kemik iliği aspiratlarından elde edilen S proteinine spesifik plazma hücrelerinin sıklığı ile korelasyon gösteriyordu.

S proteinine spesifik plazma hücreleri COVİD hikayesi olmayan 11 sağlıklı kişide gösterilemedi.

Bu sonuçlar, SARS-CoV-2 geçirenlerde güçlü bir antijene-spesifik, uzun ömürlü antikor cevabı oluştuğunu, plazma hücrelerinin de bu uzun süreli bağışıklığın bir parçası olduğunu gösteriyor.

Bu vesileyle, koruyucu antikorların kalıcı ve temel kaynağının kemik iliğindeki uzun ömürlü plazma hücreleri olduğunu bir kere daha hatırlatalım.

GELELİM NETİCEYE

Enfeksiyondan birkaç ay sonra antikor seviyelerinin hızla düşmesinin hastalığı geçirenlerin yeniden enfekte olma risklerini artırabileceği ve bunların 6 ay sonra aşılanmaları gerektiği fikri aşı üreticileri tarafından pompalanan bir korkutmadan başka bir şey değildir.

Hastalık geçirmek uzun ömürlü ve kuvvetli bir bağışıklık yaratır.

İster ağır ister hafif COVİD geçirenler keyiflerine baksınlar.  

BAĞIŞIKLIK BİR ÖMÜR BOYU SÜREBİLİR

The New York Times’ın haberinde ABD’de yapılan iki farklı çalışmanın sonuçları değerlendirildi. Araştırmacılar, Covid-19 karşı bağışıklığın bir ömür boyu sürebileceğini ortaya koydu. Her iki çalışma da yaklaşık bir yıl önce korona virüse maruz kalan insanlara baktı. Nature dergisinde pazartesi günü yayınlanan çalışmalardan birine göre, virüsü hafızasında tutan B hücreleri kemik iliğine gidiyor ve gerektiğinde antikor sayısını artırıyor.

BioRxiv'de çevrimiçi olarak yayınlanan diğer çalışma ise diğer çalışmaya bezer bir şekilde bellek B hücrelerinin ilk enfeksiyondan sonra en az 12 ay boyunca olgunlaşmaya ve güçlenmeye devam ettiğini buldu.

BELLEK B HÜCRESİ NEDİR?

Bellek B hücreleri, özel bir B hücresi türüne deniliyor. Bu hücreler, korona virüse karşı ilk bağışıklık yanıtında oluşuyor ve uzun süre canlı kalıyor. Aynı zamanda bellek B hücreleri Covid-19’la tekrar karşılaşmaları hâlinde hızlı yanıt veriyorlar. 

Çalışmalara dahil olmayan Pennsylvania Üniversitesi'nden immünolog Scott Hensley, "Her iki çalışma da yeni tip korona virüs için enfeksiyon ve aşılamanın ortaya çıkardığı bağışıklığın uzun ömürlü göründüğünü öne süren artan literatürle tutarlıdır. Çalışmalar, yaygın soğuk algınlığına neden olan corona virüslerde olduğu gibi, virüse karşı bağışıklığın geçici olduğu korkusunu yatıştırabilir” dedi.

Ancak, Dr. Hensley,  bu virüslerin birkaç yılda bir önemli ölçüde değiştiğini ifade ederek, "Yaşam boyunca tekrar tekrar yaygın korona virüslerle enfekte olmamızın nedeni, bağışıklıktan çok bu virüslerin çeşitliliği ile ilgili olabilir" dedi.

VİRÜSLE ENFEKTE OLUP ARDINDAN AŞILANAN İNSANLARIN GÜÇLENDİRİCİ DOZA İHTİYACI YOK 

Diğer taraftan, uzmanlar Covid-19 enfeksiyonuna yanıt olarak üretilen ve aşılama ile güçlendirilen bellek B hücrelerinin çok güçlü olduğunu ve corona virüsün yeni varyantlarını engelleyerek güçlendiricilere olan ihtiyacı ortadan kaldırabileceğini söyledi. 

Bellek B hücrelerinden hafıza olgunlaşması üzerine çalışmayı yöneten Rockefeller Üniversitesi’nden Dr. Michel Nussenzweig, "Enfekte olan ve aşılanan insanlar gerçekten müthiş bir tepkiye, müthiş bir antikor setine sahipler, çünkü antikorlarını geliştirmeye devam ediyorlar. Uzun süre dayanacaklarını umuyorum. Sonuç, tek başına aşılardan elde edilen koruma için geçerli olmayabilir, çünkü bağışıklık hafızasının aşılamadan sonra doğal enfeksiyona kıyasla farklı şekilde organize edilmesi muhtemeldir” dedi.

Dr. Nussenzweig’e göre bu durum Covid-19'a yakalanmadığı halde aşılanan kişilerin sonunda bir takviye aşısına ihtiyaç duyabileceği anlamına geliyor. 

Diğer taraftan, B hücreleri bir virüsle karşılaştığında hızla çoğalıyor ve büyük miktarlarda antikor üretiyor. Akut enfeksiyon çözüldüğünde ise az sayıda hücre kemik iliğinde yerleşiyor ve düzenli olarak vücuda antikor pompalamaya devam ediyor. 

Sağlık Haberleri