İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı Ünzile Yüksel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e ve Genel İdare Kurulu üyelerine ‘Türkiye İYİ’leşecek’ sloganı ile İYİ Parti iktidarında sağlık sektöründe yapılacak plan ve programları ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün revize edilerek tekrar açılması, biyoterörizim ile ilgili özel enstitülerin kurulması ve temel sağlık hizmetleri ile ilgili politikalar hakkında bilgi verildi.
“TOPLUMUN YÜZDE 85’İNİ İLGİLENDİREN SORUNLAR”
Yüksel, 5 binin üzerinde hasta ve yakınları ile yapılan anket sonucunda toplumun yüzde 85’ini ilgilendiren sorunlar üzerinden politika üretildiğini vurguladı. Yüksel, partinin kurmayları ve vekillerinin de görüşü alındıktan sonra projenin son halini alacağını ve kamuoyu ile paylaşılacağını ifade etti.
“KAMUOYU İLE PAYLAŞILDIĞINDA HERKES GÖRECEK”
Ünzile Yüksel, “İYİ Sağlık adlı projemizi bir kitap haline getirdik ve bunu Genel Başkanımız Meral Akşener ve Genel İdare Kurulu üyelerimize sunduk. Bir ön çalışma olarak hazırladığımız proje GİK ve vekillerimizin de görüşleri alınarak son şeklini vereceğiz. Tamamen bilimsel veriler üzerinden ve halkın ihtiyaçlarına yönelik hazırlanan bu kitabın oluşumunda bilim adamlarının ve vatandaşların da içinde olduğu çok geniş bir komisyon tarafından hazırlandı. Masa başında yapılmamış bir çalışma olduğunu önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşıldığında herkes görecektir” diye konuştu.
“100 BİNLERCE İŞ BULAMAYAN GENCİMİZ VAR”
Sağlık sektörünü her boyutu ile ele aldıklarını belirten Yüksel, şunları söyledi:
Nadir hastalıklardan tutunda parası ödenmeyen tadavilere kadar. Bunun yanı sıra yaşlılık halinde huzur evine gitmeden vatandaşlarımızın hayat standartlarını yükseltecek bakım evlerinin de olduğu bir proje. Bir sürü tıp ve eczacılık fakülteleri varken ilaç üretemeyen bir ülkeyiz. Bu konu ile ilgili arkadaşlarımız çok güzel bir çalışma yaparak İrlanda örneğini ele alarak çözüm yolları sunmuşlar. İrlanda’da fakülte sayısı 3 bizde ise 57 tane. Fakat İrlanda dünyaya her yıl 65 milyar dolarlık ilaç satarken biz ise ihracatta dahi zorlanır konumdayız. Bunun yanında atanamayan sağlık mezunları konusu var. Doktorların dışında yardımcı elemanlar da aynı şekilde sağlık sektörünün olmazsa olmazları. Hepsi ne yazık ki taşeronlara dönüştürülüp çok cüzi miktarlarda ücretlere çalıştırılmaya razı oldukları halde ne yazık ki 100 binlerce iş bulamayan gencimiz var.
“YILDA BİR KEZ CHECK UP”
Toplumun geniş kısmını ilgilendiren sağlık sektöründeki sorunları ve çözüm önerilerini barındıran çalışmamızı ‘Türkiye İYİ Parti ile iyileşecek’ sloganı ile Genel Başkanımız Meral Akşener ve Genel İdare Kurulu üyelerimize sunumumuzu yaptık. Vatandaşlardan eczanelerde ilaç fiyat farkı ve muayene ücreti ayda 2 defayı geçmeyecek şekilde bir ödeme alınmayacak. Özel ve devlet hastanelerinde hiçbir cihaz için ücret farkı alınmayacak. Kanser, kan hastalıkları ve romatizma hastalıklarında kullanılan akıllı ilaçların SGK geri ödemelerindeki kısıtlamalar kaldırılacak ve vatandaşlarımızın bu ilaçlara ulaşması daha da hızlandırılacak. Vatandaşların özel hastanelerde ödediği fiyat farkı asgari düzeye çekilecek. Yaşlı ve yatalak hastalarımız için şehirlerde özel bakım evleri ve merkezleri kurulacak. Belirlenecek bir yaş üzerindeki her vatandaşımıza yılda bir kez Check-Up hakkı tanınacak.
“ÖNCELİKLİ HEDEFLERİMİZ ARASINDA OLACAK”
Sağlık turizmine özel bir önem verilecek ve yıllık 10 milyon sağlık turisti hedefimiz olacak. Sağlık turizminde ülkemizin lider ülke olması sağlanacak. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü aşı üretiminde uluslararası pazarda söz sahibi olacak bir biçimde düzenlenerek yeniden açılacak. 2011 yılında hatırlasanız Hıfzıssıhha Enstitüsü kapatıldı ve biz Çin’e ilaç satarken şimdi Çin’den aşı alan ülke konumuna gelmemiz gerçekten çok üzücü. Pandemi ve biyoterörizm ile savaş için ulusal bir enstitü kurulacak ve bu konu öncelikli hedeflerimiz arasında olacak.
“BİYOLOJİK SORUNLARIN ÖNÜNE GEÇECEK PROJE”
Biyoterörizm gerçekten dünya için çok büyük bir tehlike haline geldi. Bunu Covid-19 pandemisi döneminde acı bir biçimde yaşadık. Tüm dünya olarak çaresiz kaldık. Sadece canlarımızı kaybetmedik, çok ciddi bir ekonomik bunalım da yaşadık. Zaten ekonominin temellerinin iyi olmadığı ülkemizde toplumumuzun tüm kesimi çok zor bir süreç yaşadı ve halende yaşıyor. Bunun için biyoterörizm ile ilgili üniversitelerde argeler, özel enstitüler kurularak yaşanacak yeni biyolojik sorunların önüne geçecek bir proje gerçekleştirdik." (Yeniçağ-Ankara/ Halil Yatar)