Filistin TİKA ile kalkınıyor

TİKA 2005 ila 2018 yılları arasında, İsrail işgali ve ablukası altında bulunan Filistin topraklarında yüzlerce insani yardım projesine imza attı.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), 2005 ila 2018 yılları arasında gerçekleştirdiği 543 projeyle Filistinlilerin ihtiyaçlarına cevap veriyor.

TİKA 2005 yılında açtığı Filistin Ofisi aracılığıyla eğitim, sağlık, acil yardım, su ve kamu sağlığı, üretim sektörü, ortak tarihi mirasın korunması ile idari ve sivil altyapının güçlendirilmesi gibi alanlarda bugüne kadar 332’si işgal altındaki Batı Şeria, 81’i işgal altındaki Doğu Kudüs, 130’u da İsrail ablukası altındaki Gazze’de olmak üzere 543 projeyi uygulama geçirdi.

Her yıl onlarca projeyle Türkiye'nin tecrübesini ve yardım elini Filistin halkına ulaştıran TİKA'nın, yakın zamanda hizmete sunmak üzere Gazze'de 180 yataklı modern bir hastane ve yapımı tamamlanarak ihtiyaç sahiplerine dağıttığı 320 daireli toplu konut inşası gibi dev projeleri de bulunuyor.

TİKA, ayrıca Filistin'de sosyal altyapı projelerinde, sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi, kadının statüsünün güçlendirilmesi, toplumsal etkinlikler ve spora katkı sağlanması gibi çeşitli alanlarda çalışmalar yürütüyor

"TÜRK TİPİ KALKINMA MODELİ"

TİKA’nın Filistin Koordinatörü Bülent Korkmaz AA muhabirine yaptığı açıklamada, “TİKA’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği ‘Türk tipi kalkınma modelinin’ öncü ve icracı kurumu” olduğunu belirterek, “Amacımız, insani ve kalkınma yardımları adı altında ‘neo-kolonyal’ amaçlar ve bu amaçlara yönelik yöntemler aracılığıyla faaliyet gösteren benzer kurum ve kuruluşlardan ayrışarak, kendi yolumuzu inşa etmektir.” dedi.

Dayatmacı, müdahaleci ve koşullara bağlayıcı bir yardımlaşma anlayışına sahip olmadığına vurgu yapan Korkmaz, “İşbirliğinden, istişareden ve paylaşımcılıktan yanayız. Millet olarak “diğerkamlık” özelliğimizin yansımasıyız. Açık, dürüst ve şeffaf bir planlama süreci ile muhataplarımızın taleplerini esas kılan bir üslubumuz var.” ifadelerini kullandı.

Korkmaz, Filistin başta olmak üzere TİKA’nın bulunduğu ülkeleri kendi ülkesi gibi gördüğüne dikkati çekerek, “Sorunların ve fırsatların tespitinde de araştırmacı bir ruhla çalışıyor, çıkış yollarını birlikte oluşturmaya gayret ediyoruz. Dini, etnik yahut siyasi kimlikler önceliğimiz değil, ihtiyaç sahibi olmayı esas kabul ediyoruz. Bulunduğumuz coğrafyalarda halkların etraflarında toplandığı meşru kurum ve kuruluşlarla çalışıyoruz.” dedi.

Hedeflerinin ekonomik, kültürel veya politik sonuçlar elde etmek olmadığını vurgulayan Korkmaz, “Biz, kardeşlik ve dostluk ilişkilerinin vücut bulduğu gönül birlikteliklerinin peşindeyiz. Asıl bu hedefe ulaştığımızda diğer iş birliği alanlarının kendiliğinden arzu edilir olacağına inanıyoruz ve bunun adına da ‘bereket’ diyoruz.” ifadelerini kullandı.

Korkmaz, TİKA’nın ‘barışı’ retorik bir unsur olarak değil, bir inanç esası olarak gördüğünü dolayısıyla barış fikrini canlı tutmanın, umutsuzluk ve karamsarlık içinde yaşamak zorunda bırakılmış tüm coğrafyalara yeni bir gelecek ümidi aşıladığını kaydetti.

KUDÜS VE FİLİSTİN’İN KONUMU AYRI

Koordinatör Korkmaz, TİKA’nın 58 ülkede 60 ofis ile toplamda ise 170 ülkede faaliyet gösterdiğine işaret ederek, “Kuşkusuz bulunduğumuz her ülke ve coğrafya bizim için çok özel ancak Filistin ve Kudüs’ün farklı bir konumu var.” dedi.

İnsanlık tarihi ve Türk-İslam medeniyeti açısından sahip olduğu müstesna konumun Filistin’i eşsiz kıldığına vurgu yapan Korkmaz, “Dolayısıyla millet ve devlet olarak bu coğrafyaya ilgimiz, zaman zaman yanlış yorumlanabiliyor. Oysa kurum olarak uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız ile mevcut legal prosedürlerden ayrılmaksızın açık, şeffaf ve denetlenebilir bir çalışma prosedürüne sahibiz.” diye konuştu.

Tüm faaliyetlerinin yıllık raporlar halinde neşredildiğini, TİKA’nın Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve BM temelinde faaliyet gösteren birçok alt kuruluş ile ortak proje yürüttüğüne dikkati çeken Korkmaz, şunları ifade etti:

“Bu faaliyetleri de geleneksel ve sosyal medyanın tüm mecralarında bizzat paylaşan bir kurumuz. Daha da ötesinde, bizimle tanışmak isteyen yahut faaliyetlerimiz ve yöntemlerimiz hakkında bilgi edinmek isteyen tüm paydaşlara da usulüne uygun başvurmaları halinde, yardımcı olmaya ve yol göstermeye de hazır bir iradeye sahibiz."

180 YATAKLI MODERN HASTANE YAKIN ZAMANDA AÇILACAK

TİKA'nın sağlık alanında ise hastane inşasından, tıbbi ekipman desteğine, sağlık personeline mesleki eğitim verilmesinden ambulans hibesine ve cerrahi operasyonların gerçekleştirilmesine kadar birçok alanda faaliyetleri devam ediyor.

"Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi" ismi verilen ve yaklaşık 62 milyon dolara mal olması beklenen Gazze Şeridi'ndeki hastanenin bu yıl hizmete açılması planlanıyor. "Filistin'in en büyük ve en modern hastanesi" unvanını alacak 10 bloktan oluşan sağlık kurumu, 180 yatak kapasitesine sahip olacak.

Ayrıca işgal altındaki Batı Şeria'nın Tubas kentinde beş yıldır hizmet veren ve ülkenin en modern hastanesi konumunda bulunan 30 yataklı hastane de TİKA'nın Filistin'e kazandırdığı hastaneler arasında bulunuyor.

GAZZE'DEKİ 320 DAİRELİ TOPLU KONUT SAHİPLERİNE TESLİM EDİLDİ

TİKA tarafından 2017’de yapımı tamamlanan ve yaklaşık 13 milyon dolara mal olan 320 daireli toplu konut projesiyle de İsrail saldırılarında evleri yıkılan yüzlerce aileye barınma imkânı sağlandı. "Vadi Gazze" bölgesinde 20 bin metrekarelik alan üzerine kurulan toplu konutlar, 20 blok halinde yükseldi.

Filistinli ailelere insani koşullarda barınma imkânı sağlayan bu büyük proje, 2017’de tamamlanarak ihtiyaç sahibi 320 aileye dağıtıldı ve şu anda yaklaşık iki bin 500 kişinin yaşadığı bir semt haline dönüşmüş durumda.

Dünya Haberleri