REHA KAZAR / GÜNBOYU
Esasen maç dengede başladı. Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı boğacağını düşündüm fakat biraz daha kontrollü bir Fenerbahçe gördük ilk 15 dakikada.
17-18. dakikadan itibaren Fenerbahçe yavaş yavaş ön alana doğru vites artırdı derken haklı olarak bir penaltı kazandı ve skoru 1-0 yaptı.
Beşiktaş'ı çok etkisiz buldum fakat bunu sadece Beşiktaş'a yüklememek lazım. Fenerbahçeli oyuncular çok çalışkanlık gösterdiler. İlk yarıda Luiz Gustavo'nun defansif aksiyonlarını çok başarılı buldum. Ön liberoda tam bir general gibi Gustavo. Ozan Tufan'ı da epey özgüvenli görüyoruz. Kaptan olması, sorumluluk alarak oyunun içinde kalmaya çalışması, takımını dikine top sürerek atağa kaldırması...
Beşiktaş ise ilk yarıda sürekli olarak sağ tarafı kullanmaya çalıştı. Lens'in karşısında ters ayakla oynayan Dirar'ın da Lens'i marke etme konusunda çok çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz fakat iyi direndi.
Stoperde başlayan Jailson doğru kademe anlayışı ile nispeten başarılı bir futbol sergiledi fakat 45+5'te yenilen golde Atiba'yı kaçırmış olması, Beşiktaş'ın golüne neden oldu.
İkinci yarıda cesaret bulan bir Beşiktaş gördük. Siyah beyazlı takım önde basarak başladı, Fenerbahçe tıpkı ilk yarıda olduğu gibi daha kontrollü başladı ve yine ilk 15. dakikadan sonra açılmaya başlıyor derken golü buldu.
Beşiktaş'ta oyunun en kötülerinden birisi bence Burak Yılmaz'dı. Burak Yılmaz'ı son maçlarda gerçekten hiç ama hiç beğenmiyorum. Beşiktaş devre arası transfer döneminde bir santrfor almalı.
Fenerbahçe'nin iç saha performansına bakıyorum; 8 maçta 24 gol atıyor, 9 gol yiyor. Maç başına gol ortalaması 3. Derbide bile 3 gol atabiliyorlar. Takdire şayan.
Ersun Yanal, iç sahada canavar gibi bir Fenerbahçe oluşturdu. Deplasman problemine de çözüm bulunursa, Fenerbahçe'nin şampiyon olacağı kanaatindeyim.
Kısacası Fenerbahçe, Kadıköy'de çok başka!