Narin davasında karar çıktı
Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin davanın 2'nci duruşmasının 3'üncü gününde; tutuklu sanıklar, yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirildi.
Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19'uncu gününde dere yatağında çuvalda, üstü 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklanan 12 kişiden 4'ü hakkında Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede; aracında Narin'e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında, HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında aynı evde oldukları tespit edildiği belirtilerek, 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
SAAT 21.00'DE SALONA GİRİLDİ, KARAR ÇIKTI
Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Narin'in cesedini saklayan itirafçı Nevzat Bahtiyar 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
DAVA SÜRECİNDE NE OLDU?
Davanın ilk duruşması, 7 Kasım'da görüldü. 3 gün süren duruşma sonunda mahkeme heyeti, ara kararını açıklayarak, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 26 Aralık'a erteledi. 26 Aralık'ta başlayan, dün de devam eden ve bugün saat 10.00'a ertelenen duruşma öncesi tutuklu sanıklar, cezaevinden yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde çıkarılarak adliyeye getirildi. Mahkeme heyetinin bu celsede kararlarını açıklayacağı belirtiliyor.
YÜKSEL GÜRAN ENES GÜRAN'A NASILSIN DİYE SORDU
Gazeteci Emrullah Erdinç ve İhsan Yalçın'ın mahkeme salonunda aktardığına göre, Bugün de devam eden 3. duruşmada Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz güvenlik nedeniyle duruşmaya katılmayacağını duyurdu. Nevzat Bahtiyar da geniş güvenlik önlemleri altında salona getirildi. Enes o anda gözlerini Nevzat Bahtiyar’a dikip bir süre söylendi. Yüksel Güran duruşma salonunda oğlu Enes Güran’a döndü ve ‘İyi misin?’ diye sordu. O da başını sallayarak ‘İyiyim’ dedi. . Enes o anda gözlerini Nevzat Bahtiyar’a dikip bir süre söylendi.
NAHİT EREN VE MAHKEME BAŞKANI ARASINDA TARTIŞMA YAŞANDI
Gerginlik sona erdi, mahkeme heyeti yerini aldı. Enes Güran’ın avukatı savunma yapmaya başladığı sırada Diyarbakır Barosu avukatlarıyla Mahkeme Başkanı arasında tartışma yaşandı.
Avukat Nahit Eren: Duruşmada yaşanan usulsüzlüklere sessiz kalmanız bizi üzdü. Sanıklar burada bağırıyor. Sanıklar tehdit içerikli konuşuyor. Bana bağırıldı çağrıldı. Ama avukata yaptığınız tutumu asla kabul etmiyoruz. Bu anlamda bizim sizden ricamız hiç kimsenin kimseye gözdağı verecek bir duruma gelmemesi. Dün bu salonda kalaşnikoflardan bahsedildi hiçbir şey demediniz.
"KALAŞNİKOF MUHABBETİNE BEN MÜSADE ETTİM"
Mahkeme Başkanı: Ben burada PKK, IŞİD, FETÖ üyelerini yargıladım. Ben nerede müdahale edeceğimi gayet iyi bilirim. Dünkü hakim değilim ben. Enes’in Kalaşnikof muhabbetine bilerek müsaade ettim. Belki suç duyurusunda bulunacağım. Belki kararımı etkileyecek bir şey söyleyecek. Vardır bizim de bir bildiğimiz! Benim iyi niyetim suistimal edilmesin. İyi niyetim suistimal edilirse milletvekillerini dahi çıkaracağım.
“KADIN PROGRAMLARINA KATILDINIZ”
Enes Güran’ın Avukatı Mustafa Demir: Sayın Başkan, Narin dosyasında Nahit Eren bazı paylaşımlar yaptı. İlk olarak şunu söyleyeyim, bu paylaşımları kötü niyetle yaptığınızı düşünmüyorum. (Bu sırada Mahkeme Başkanı araya girdi): “Şunu bir söyleyebilir miyim? Bu duruşmada sosyal medyada konuşmayan tek biziz ya! Hepiniz konuştunuz. Ben çok kullanamıyorum ama siz karşılıklı konuştunuz, kadın programlarına katıldınız. Bu duruşmada bir biz konuşmadık.”
Enes Güran’ın avukatı Mustafa Demir: Evet bu ailenin başına birçok şey geldi. Ama hukuk herkese lazım. Burada verilecek karar tarihe geçecek. Hukuğa sahip çıkacağız. Sadece bunu istiyoruz sizden.
MAHKEMEYE NEVZAT BAHTİYAR'IN İKİNCİ VEKİLİ GELDİ
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz güvenlik nedeniyle duruşmaya katılmayacağını duyurup adliyeye gelmedi. Bahtiyar’ın ikinci avukatı Adnan Ataş ise biraz önce duruşma salonuna geldi.
“NEVZAT’IN DEĞİL İFADEYİ ALAN JANDARMANIN İFADESİ”
Nevzat Bahtiyar’ın jandarma sorgusundaki görüntüsü salonda izletildi.
Avukat Mustafa Demir: Burada asıl soru şu Bu gerçekten Nevzat Bahtiyar’ın ifadesi mi, yoksa ifadeyi alan kişinin yönlendirilmiş ifadeleri mi? Çünkü burada açık bir yönlendirme var. Bu yönlendirme belli alanlarda değil, çok daha ötesinde bir şey. Nevzat’ın kurmadığı cümleler, yani ifadesine hiç geçmeyen cümleler, sanki onun ifadeleriymiş gibi yazılıyor. Biz Nevzat Bahtiyar’ın jandarmadaki ifadelerini okuduğumuzda, altında imzası var, avukat var, “Tamam, bu Nevzat’ın ifadesi,” diyebiliriz. Ama burada görüntüler var ve görüyoruz ki bu ifadeler aslında Nevzat’a ait değil. Örneğin, arama ile ilgili bir soru soruluyor: “Sen 15:08’de neden aradın?” Nevzat, “Su meselesinde aradım,” diyor. Ancak sonrasında, “Pişman mısın?” diye bir soru geliyor. Bu soru da Nevzat’ın ifadesinde geçmiyor. Peki, bu ifadeyi kim ortaya koyuyor? Jandarma personeli, “Keşke aramasaydım, bu işin içinde olmazdım, pişmanım,” şeklinde bir cümle ekliyor. Oysa Nevzat’ın ağzından böyle bir ifade çıkmıyor. Ayrıca olayın itirafıyla ilgili sözlerine bakalım. Burada da aynı durum var. Görüyoruz ki bu ifadeler Nevzat’ın değil, ifadeyi alan kişinin sözleri.
“SEN ONLARIN HANİ ADAMIYDIN”
Mustafa Demir Avukat: Nevzat, “Garibanım,” diyor ama bu duruşmada nasıl bir tabloyla karşılaştığımızı gördük. Bu duruşmada bize patlıcan alan bir Nevzat var. Hani herkese anlatıyor ya, “Ben gariban bir adamım,” diyor. Böyle garibanlık mı olur? 10.000 lira indirimi kabul etmiyorsun. Ben onun doğru söylediğini düşünmüyorum, çünkü bugüne kadar hiçbir şeyde doğru konuşmadı. Bunda da doğru söylediğini düşünmüyorum. Madem Salim Güran sana, “Bu çocuğu götür, göm,” dediğinde bunu yapıyorsun, bir evin sıvasını mı yaptıramayacak? Sen onların hani adamıydın.
“HAYALET GİBİ DAVRANIYOR”
Avukat Mustafa Demir: Nevzat ile Vecdi arasında yine bir iletişim başlıyor. Bu iletişim bir şeyleri etkiliyor mu? Biz bunu net olarak söyleyemiyoruz çünkü dinleyemedik. İlk başta HTS kayıtları elimizde yoktu. Bu nedenle bu konuyu soramadık. Bakın, Nevzat burada pür dikkat dinliyor. Normalde hiçbir şeyi dikkatlice dinlemeyen bir insan, buraları büyük bir dikkatle dinliyor. Çünkü doğruluk payı olduğunu biliyor. Temas etmiş, gerçek evraklar üzerinden konuşuyoruz. O akşam yakalanacağının kendisine bildirildiğini düşünüyorum. Belki ahırda… Ahır bölgesi aranmış olsaydı belki bir şey bulunabilirdi. Ya da yan taraftaki diğer alanlarda… Özellikle Narin’in son görüldüğü yerlerde, daha kapsamlı arama yapılması gerekiyordu. Mavi ışık kullanarak her yerde arama yapılmış, taşların üzerindeki kan izlerine bile bakılmış. Ancak keşke bu yöntem diğer yerlerde de uygulanmış olsaydı. Çünkü Narin’in son görüldüğü yer, okul kamerasına göre artık kesinleşmiş durumda. Hayalet Söylemi: Bu noktada, “hayalet” lafı devreye giriyor. Çünkü Narin Güran’in en son görüldüğü yere ilişkin bir tutanak var. O bölgede en yakın yer Nevzat Bahtiyar’ın evi. Ama tutanakta Nevzat’ın evinden hiç bahsedilmiyor. Tutanağa göre: •Fuat Güran’ın evi 400 metre uzakta, •Hüseyin Güran’ın evi 250-300 metre uzakta, •Baba Arif Güran’ın evi 100 metre uzakta. Ama Nevzat’ın evi daha yakın bir mesafede olmasına rağmen tutanakta yer almıyor. Neden Nevzat’ın evinden bahsedilmiyor? “Siz niye söylemediniz?” diyorlar. Ama kimse fark edememiş ki. Adam dediğim gibi, adeta bir hayalet gibi davranıyor. Aramalarda en önde yer alıyor, oturup babayı teselli ediyor, olay yerinde her zaman bulunuyor. Bilgi Toplama ve Yönlendirme: Nevzat, bilgi almak için her yerde bulunuyor. Ancak bu bilgileri kendi başına analiz edemediği için güvendiği kişilerden destek alıyor. Özellikle kardeşiyle bu bilgileri paylaşıp, kardeşinin yönlendirmesine göre hareket ediyor. Başlangıçtaki koruma refleksi ve çelişkili ifadeler de bunu gösteriyor. İlk ifadelerde, “Gazalar hemen onu evden çıkardı, arabayla aşağı indi,” deniliyor. Ama acaba Nevzat, köyden daha erken bir saatte çıkmış olabilir mi? Bu yüzden kameralar ve HTS kayıtları bizim için çok önemli. Kameraların daha kapsamlı bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Bu konu mahkeme için de oldukça kritik bir nokta.
TELEFONUNDA “KAÇAMAK” ADLI BİR UYGULAMA VARMIŞ
Avukat Mustafa Demir: Güran ailesinin her şeyi incelenmiş, ama hiçbir şey bulunamamış. Hatta kaz çalınmış olabileceği bile araştırılmış. Salim Güran’a seslenildi ve “Çok affedersiniz, artık özel hayatınıza girildi,” denildi. Telefonunda “Kaçamak” adlı bir uygulama varmış; adam kaçamak yapıyor. “Neden sildin?” diye soruldu. Arif Güran’a bu söylendiğinde çok şaşırdı ve “Ailesine ve çocuklarına çok bağlı, buna şaşırdım,” dedi. Şimdi Ramazan meselesine gelelim. Tek çocuk Narin değil. Yanlış bir çevirme sonucu komaya girmiş. Her şey birbirine karıştırıyor. Ramazan’ı da koruyun. Ayrıca Arif Güran hakkında, adil yargılamayı etkilemekten işlem yapıldı. Nevzat’a “katil” dediği için de işlem yapıldı. O zaman herkes hakkında işlem yapılsın, çünkü herkes adil yargılamayı etkilemeye çalıştı. Bu yüzden kadın programlarına çıktık. Dün bir avukat arkadaşın dediği gibi, “Enes iyi bir çocuktur. Bu işin sonunda ya ağırlaştırılmış müebbet ya da beraat olacak”
“AVUKAT POLİS KORUMASI İLE SALONA GİRDİ”
Dün polis koruması ile mahkeme salonundan ayrılan avukat Ali Eryılmaz, şimdi duruşma salonuna yine polis eşliğinde girdi. Eryılmaz, Polis koruması ile otelden alındığını belirtti. Ve dün sabah otelden çıktığında cadde Güran ailesinin yakınları ile dolu olduğunu belirtti. O yüzden polis koruması ile otelden anca gelebildiğini belirtti.
“KURTLAR VADİSİ KIRMIZI ÇİZGİMİZ”
Avukat Mustafa Demir, Güran ailesi ile ilgili dizi de bir bölüm yayınlandı. Enes’i uyuşturucu bağımlısı değişik biri olarak gösterdi. İnsanlar artık o dizideki gibi görüyor. Çünkü insanlar halen bir kurtlar vadisi dizisinin karakterinin ölümünü anıyor. Bu sözün üzerine mahkeme başkanı araya girdi. “Kurtlar Vadisi Kırmızı Çizgimiz” dedi.
"ORGANİZE KELİMESİ BURADA NE ANLAMA GELİYOR?”
Avukat Mustafa Demir: Kimse 18 yaşındaki bir gencin ruh halini düşünmüyor. İnsan faktörünü hep unutuyoruz. İnsan faktörü burada çok önemli. 18 yaşındaki bir genç, kaybettiği kardeşi için karanlıkta bir yerde arama yaparken, başına bir şey gelmesin diye endişeleniyor ? Orada kendi canını mı düşünür? Tabii ki böyle bir durumda ölümüne aramış olur. Bakın, biz diyoruz ki umut kırılıyor. Bir haber geliyor; bir çocuk var. Çocuğun resmi gerçekten Narin’e benziyor. Aile bakıyor, “Evet, bu Narin olabilir,” diyor. Benzetiyor. Çünkü en azından yerini bileceğini düşünüyor. Bu nasıl bir psikoloji, buradan anlıyoruz. Annenin ilerleyen günlerde söylediği, “En azından bir mezarı olsun,” sözü, ancak kayıp anneleri tarafından anlaşılabilir. Onları dinleyenler bilir. Daha önce engelli bir çocuğu yetiştirmiş bir anne olarak, annelik duygusu bile burada sorgulanır oldu. Neler neler sorgulanır oldu. Koçanlar meselesine gelelim. Belki de dedikleri gibi bir şey yoktu. Ama sonra, “Hatırladım,” dedi. “Hastaneye gitmek istedim, ancak hastane konusu gerçekleşmeyince kendime zarar verdim,” diyor. Şahit olanlar vardı. Herkes ne biliyorsa gelsin ve anlatsın ki hakikat ortaya çıksın. Sürekli bir organizasyondan bahsediliyor. Peki, nasıl bir organizasyon? Organize kelimesi burada ne anlama geliyor? Artık bunu anlamak mümkün değil.
ENES GÜRAN SALONDAN ÇIKARILDI, YÜKSEL GÜRAN SON SAVUNMASINI YAPTI
Sanık Yüksel Güran: “Ben anneyim ve oğlum ile birlikte katil olarak gösteriliyoruz. Bu dünyada artık bir hayatım kalmadı. Hüseyin Bey, Ali Rıza Güran, sizden özür dilerim. Hayatımı anlatacağım. Ben Arif ile evlendiğimde asla yalan söylemeyeceğimize söz verdim. Hiçbir zaman kendi ekmeğiyle büyüttüğü çocuklarına kötü bir şey yapmadı, hiçbir gün evde şiddet olmadı. 7 çocuğumuz oldu. Narin evimizde kaybolduğunda ne oldu? 17 sene önce kızım Tülin’i kaybettim. Kızımın ölümüne kadar beni suçladılar. Dar Kapı Hastanesi’nde vefat etti. Herkes biliyor, raporlar da ortada. Kızım engelliydi. Oraya kadar kızımı kaybettim. Şimdi de bu dosya ile beni suçladılar. Sonra karakoldayım ve benimle oradaki görevliler benimle alay ediyor. Sen neden ameliyat oldun diye benimle alay etti ve Beni sen… (Bu noktada uygunsuz ifadeler kullandı.)” Enes Güran, annesinin bu sözlerini duyunca araya girdi ve, “Onu sana söyleyen kamu görevlisi o. c. dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı hemen müdahale etti ve Enes’e susmasını söyledi. Polis eşliğinde Enes dışarı çıkarıldı. Mahkeme başkanı, “Ben söyleyene kadar içeri almayın,” dedi. Başka çıkmak istenen var mı dedi. Bu sırada Salim Güran da dışarı çıkmak istedi.
AĞLASAK SUÇ!
Sanık Yüksel Güran: “Ağlasak suç! Jandarma, ‘Çember daraldı,’ diyor. Biz de bir şey bulduklarını sandık. Ama cenaze günü beni aldılar. Geldiler yanıma, ‘Siz Narin’e ne yaptınız?’ dediler. Beni o kadar zalim gösterdiler ki! Ama Nevzat zavallı, öyle mi? Başkanım, kanunlara ve size sesleniyorum. Bir kere saçımı boyattım. Arif’i arayıp, ‘Saçımı boyatacaklar,’ dedim. Ama geldiler ve saçımı nasıl boyattığımı bile beni suçlamak için kullandılar. Bu kadar vicdansız insan var mı? Güran ailesi ne yaptı? Salim’e ne dediler? ‘Tarlaya güveniyorsun,’ diye parmak sallaya sallaya konuştular. Ben bu ailenin içine girdiğimden beri o tarlanın borcunu bankaya ödüyoruz. Bu sene bitti, ama o da zehir oldu. Nevzat sürekli o köyde dolaşıyor, ama bir yararı yok. Hepsi Güranların. Bu yaşa geldiler, bir metre toprakları yok. Bir ev yaptılar, şimdi o da gitti. Güran ailesi ona ne yaptı? Niye bir gün onların boynuna bir şey atmadılar? Hepsi kendi imkanlarıyla oluyor. Bizim ne kötülüğümüz var? Bütün Güranların hayatını zindan etti. Çocuklar annesiz babasız büyüyor. Baro avukatları konuşuyor, ama ben okumadım. Zekiyim. Kızımı maşallaha gönderiyorum, evet, dedim. Narin’e kızsam bile bir şey görse, küçükken bile maşallaha bırakıyorduk. Narin evde kalmıyordu çünkü evde erkek çocuklar vardı. Bu yüzden Narin’i maşallaha bırakıyordum. Komutana, ‘Neden Salim’e gitmiyor?’ dediğimde, ‘Narin orayı istiyor,’ dedim. Ama orayı silmişler. Evde erkek çocuklarım olduğu için Narin’i maşallaha bırakıyordum. Biz Narin’e neden zarar verelim? Enes ne yaptı da kızımı öldürsün? Telefon kullanmıyorum, doğru. Vaktim yok. TikTok’a girmiyorum. Bahçe ile ilgileniyorum. Sabah 5’te kalkıyorum, 5 kilo bamya için. Bir kadının gözü dışarıda olsa sabah kalkar mı? Bahçeden çıkan ürünleri herkese satıyorum. Parasını da çocukların okulu için biriktirecektim. Senin ne hakkın var? Şu an devlet onu koruyor. Neden Güran ailesinden birini korumuyor? Onun karası gazal niye yok? Bizim 15 senelik suyumuz onun evi yüzünden gitti. Hakkımı helal etmiyorum!
“HÜKÜM SENDEDİR”
Yüksel Güran: “Sen Güranların hakkını nasıl ödeyeceksin? Rabbim sana bunu sormayacak mı? Ben o cezaevinden bir gün çıkacağım. Beni o kadar zavallı göstermişsiniz ki… Bu salonda Nevzat için ağlayan var, ama kimse bu anneyi düşünmüyor. İnsanlar o kadar zalim olmuş ki!” Mahkeme Başkanı: “Yani suçlamaları kabul etmiyorsun?” Yüksel Güran: “Hüküm sendedir.”
'KARARIMIZI BU GECE AÇIKLAYACAĞIZ'
Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar: “Bu gece duruşma bitecek ve gece kararımızı açıklayacağız.”
“KIZINI MI BOĞDU, YOKSA OĞLUNU MU KORUYOR”
Avukat Yılmaz Demiroğlu: Sayın Başkan, anneye yöneltilen suçlama nedir? Anne, sadece jandarmanın niyet okuması nedeniyle tutuklu durumda. Yüklenen suç, mevcut delillerle ilişkilendirilmelidir. Peki burada hangi delille ilişkilendiriyorsunuz? Kızını mı boğdu, yoksa oğlunun eylemi gerçekleştirdiğini düşünüp onu mu koruyor? Kimi koruyor? Olayla ilgili bir mekan belirlenmiş. Anne ile konuştuğunuzda, Narin’in hassas bir kız olduğunu söylüyor. Çünkü anne, Tülin’e elbise giydirememişti. Bu nedenle güzel elbiseler giydirip saçlarını taradığı kişi Narin oldu. Ancak bir cani, onu hayattan kopardı. Bu dosyada yer alan dört sanık, kolluk kuvvetlerinin yeterince uzmanlaşmamış olmasının sıkıntısını yaşıyor. İlk ihbar çok önemliydi. İlk olarak jandarma personeli ile görüşen Salim Güran’dı. Bu görüşmenin kayıtları mevcut. Hatta kırmızı bir arabadan bahsediliyor. Eğer jandarma personeli bu bilgiyi aldıysa neden bir tutanak tutulmadı? Ama başka konularla ilgili tutanaklar tutulmuş. Jandarma tutanaklarına göre Narin’in son görüldüğü yer Hüseyin Güran’ın evi olarak gösteriliyor, yani daha sonrada hep yine Güranların evleri gösteriliyor. Ancak kamera kayıtlarına göre Narin’in son görüldüğü yer, Nevzat Bahtiyar’ın evine yakın bir bölge. Buna dair bir tutanak yok. Bu durumda, devletin saygınlığına gölge düşmedi mi? Bu kusurun faturasını aileye kesemeyiz. Eğer burada hukuka aykırı bir karar verilirse, adalet sarsılır. Bu durumun ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyoruz.
“MÜVEKKİLİMİN İFFETİYLE OYNANDI”
Avukat Yılmaz Demiroğlu: Sayın Başkan, Nevzat şunları söyledi: “Salim yolda beni durdurdu, Narin’i bana verdi, eliyle dereyi işaret etti ve ben de o şekilde cesedi oraya koydum.” Ancak daha sonra Nevzat ifadesini değiştirdi. Şöyle dedi: “Aslında geri döndüm. Cesedin kafasında çuval olduğu için savunma refleksiyle köy dışında bir yerden aldım ve inşaat malzemelerinde kullandığım bir çuvala koyup götürdüm.” Bu ifadeler, ne akla ne mantığa ne de diğer beyanlara uyuyor. Orada birilerinin görme ihtimali var. Ancak her ne olduysa Nevzat beyanlarını tekrar değiştirdi. Şöyle dedi: “Ahırın orada Salim bana cesedi teslim etti. Daha sonra Salim beni tepeden çağırdı. O sırada odada kimse yoktu. Narin’in ağzından köpük geliyordu. Cesedi kucağımda taşıyarak kendi ahırıma götürdüm ve oraya attım.” Ancak cesedi tam olarak nereden teslim aldığını açıkça belirtemedi. Bu noktada birçok ahır senaryosu ortaya atıldı. Müvekkilimin Müvekkilimin iffetliyle oynandı. Ancak Nevzat’ın HTS kayıtlarına baktığımızda, söylediklerinin maddi gerçekle uyuşmadığını görüyoruz. Ayrıca Nevzat’ın Salim’i “su bahanesiyle” aradığı da kayıtlarda mevcut. Bu durumun dikkatlice incelenmesi ve gerçeklerle örtüşmeyen ifadelerin dikkate alınmaması gerektiğini düşünüyoruz.
“DELİLLER NEVZAT BAHTİYAR’I İŞARET ETMEKTEDİR”
Avukat Yılmaz Demiroğlu: Sayın Başkan, Nevzat, yarım saatlik bir zaman diliminde Narin’imize bir şey yaptı ve ardından hızlıca bu durumdan kurtulmaya çalıştı. Eğer bu cinayet aile içinde işlenmiş olsaydı, hiçbir aile bu kadar hızlı hareket edemezdi. Hiçbir aile, kendi evladına bunu reva görmez. Bu kadar kısa sürede böyle bir olayın gerçekleşmesi oldukça zordur. Kanaatimiz ve delil durumuna göre bu cinayet aile içinde değil, Nevzat Bahtiyar tarafından işlenmiştir. Deliller açıkça Nevzat Bahtiyar’ı işaret etmektedir. Bu nedenle, Nevzat’ın cezalandırılmasını talep ediyoruz. Jandarmanın tuttuğu tutanakta, cinayetin aile içinde bilindiği ima edilmektedir. Örneğin, kadınlar arasında geçen bir kavga olduğu belirtiliyor. Ancak burada dikkat çekici bir durum var: Anne fenalaştığında, bu durum neden tutanağa yazılmadı? Jandarma personeli, niyet okuyarak ve medyada Enes’ten bahsedildiği anda, annenin “Oğlum ne olacak?” demesiyle sanki Enes’i korumaya çalıştığı yönünde bir diyalogu tutanağa yansıtmış. Bu durum, anne sanki Enes’in işlediği cinayeti koruyormuş gibi bir imaj yaratıyor. Gerçekten bu tür bir yaklaşımı anlamakta zorluk çekiyoruz. Enes’in cinayet işlediği ve annenin onu koruduğu ima ediliyor. Ancak deliller ve olayın akışı bu iddiaları desteklemiyor. Tüm bu iddiaların dikkatlice incelenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
“GÜRAN AİLESİ ŞEYTAN GİBİ ANILIYOR”
Avukat Yılmaz Demiroğlu: Sayın Başkan, biz bütün delilleri titizlikle değerlendirdik. Değerlendirmemizin sonucunda, anneye yöneltilen suçlamaların dayanaksız olduğunu gördük. Bu suçlamaların yalnızca bir senaryodan ibaret olduğunu ve vicdanlara, hukuka aykırı bir karar beklentisi yaratıldığını görüyoruz. Bu durum bizi gerçekten endişelendiriyor. Mahkemenin, hiçbir delile dayanmayan bir karara asla imza atmayacağına inanıyoruz. Elbette mahkemenin vereceği kararlar herkes tarafından saygı görecek, ancak eleştiriler de olacaktır. Fakat hiçbir delil olmamasına rağmen, göz göre göre anneye yönelik bu haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı duracağımızı belirtmek isterim. Sayın Başkan, Güran ailesinin şeytan gibi anılmaktadır. Nevzat’ın bu eylemi gerçekleştirdiğine dair ailede en ufak bir şüphe olsaydı, bunu bir şekilde ortaya koyarlardı. Nevzat alındığında, aile zaten içerideydi. Evet, Nevzat gözaltına alındığında bazı ufak tefek tartışmalar yaşandı, ancak bu durum aileye yönelik suçlamaları desteklemiyor. Hukukumuzun temel ilkelerine uygun hareket edilmeli. Güran ailesinin bu süreçte hukuka olan saygısı da göz ardı edilmemelidir.
“YÜKSEL GÜRAN’IN BERATINI TALEP EDİYORUZ”
Avukat Yılmaz Demiroğlu: “Bu aile hiçbir zaman, eylemi gerçekleştiren kişi dışında, masum kişilere ya da başka bir aileye yönelik hedef alıcı bir tavır sergilememiştir. Onlar adaletin ve hukukun sonucunu bekliyor. Sizin, müvekkilimin evladını katleden kişiyi cezalandıracağınıza dair inançları tamdır. Bu nedenle hukuka güvenen ve hukuka saygısı olan bir ailedir. Dışarıda tanımlandığı gibi bir aile kesinlikle değildir. Sayın Başkanım, bizim hukuk sistemimizde müşterek faillik esasına göre bir cezalandırma yapılır. Müşterek failliğin varlığından söz edebilmek için, suç işleme kararı birlikte alınmış olmalı ve tüm faillerin suçun işlenmesine katkı sağlaması gerekir. Ayrıca suç üzerinde bir ortak hâkimiyetin bulunması gerekir. Ancak, bu dosyada böyle bir ortak hâkimiyet ya da birlikte suç işleme kararı olduğuna dair hiçbir somut delil göremiyoruz. Bu nedenle ne anlatılmak istendiğini bile anlayamıyoruz. Tarihte dört kişinin birlikte suç işleyerek bu eyleme katıldığı iddiası tamamen dayanaksızdır. Bu iddiayı kabul etmemiz mümkün değildir. Çünkü bu, maddi gerçeklerle uyuşmamaktadır. Eylemin niteliği bellidir. Boğmak suretiyle, ağız ve burun kapatılarak gerçekleştirilmiştir. Bu tür bir eylem, niteliği gereği tek kişi tarafından işlenebilir. Nitekim, boğma sırasında boyuna önden bastırma suretiyle kırıklar meydana geldiği tespit edilmiştir. Somut vakalar ışığında, eylemin bu şekilde gerçekleştiğini anlayabiliyoruz. Bu nedenle, müşterek faillik kapsamında bir cezalandırmanın adaletsiz olacağını düşünüyoruz. Ayrıca, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi asla göz ardı edilmemelidir. Sayın Başkanım, bir anne açısından bu dava çok ağır sonuçlar doğurdu. Haksız yere açılan bir dava nedeniyle müvekkil anne Yüksel Güran’ın onuru lekelendi. Kendi çocuğunu öldürdüğü iddiasıyla suçlanarak ağır bir ithama maruz kaldı. Bizim amacımız, bu lekenin kaldırılmasıydı. Ancak elimizdeki imkanlar sınırlıydır Biz artık müvekkilin masumiyetini ispatlama çabası içindeyiz. Müvekkilin suça iştiraki asla söz konusu değildir. Tüm bu sebeplerle, müvekkilim anne Yüksel Güran’ın isnat edilen suçları işlemediğine, beraatına karar verilmesini arz ederim.”
'SAAT 21.00'DE HAZIR OLUN'
Anne Yüksel Güran'ın avukatlarının savunmaların ardından mütalaaya karşı tüm savunmalar tamamlandı.
Saat 21.00'e kadar ara verildi.
Mahkeme Başkanı: "Saat 18.20, saat 21.00’de hazır olun. Duruma göre bakacağız. Ambulanstan bir ekip burada olsun."