Son günlerde adından sıkça söz edilen Netflix filmi “Dünyayı ardında bırak"(Leave the World Behind), modern insanın duygusal ve fiziksel bağlamda iç içe geçmiş ilişkilerini, korkularını ve toplumsal dinamiklerini ele alan derinlikli bir yapım.

Başrollerini Julia Roberts, Ethan Hawke ve Mahershala Ali’nin paylaştığı filmin öyküsü, iç içe geçmiş farklı sosyal sınıflardan gelen iki aile üzerinden ilerlerken, birbirlerinden habersiz bir tatil evine gelmeleriyle başlar. Ancak dünya dışından gelen tuhaf bir olay, bu insanların güvenli limanı olan bu eve sığınmalarını gerektirir.

Film, izleyicilere izole bir ortamda insan doğasının altını çizerken, toplumsal çelişkileri, güvensizliği ve insanların bir araya gelip bir kriz durumunda dayanışma içinde olma ihtiyacını sorgular. Karakterlerin içsel çatışmaları, dış dünya ile olan bağlarını kesip hayatta kalmak için bir araya gelmelerini zorunlu kılar. Böylece, film insanın varoluşsal karmaşıklığını ve doğasındaki çelişkileri gözler önüne serer.

“Dünyayı ardında bırak"(Leave the World Behind), sadece bir felaket filmi değil, aynı zamanda insan psikolojisi ve toplumsal ilişkiler üzerine derinlemesine düşündüren bir yapım. Bu film, seyircilere modern yaşamın içindeki kırılganlığı ve birlikte varolma gerekliliğini hatırlatırken, aynı zamanda insanın içsel karmaşıklığını keşfetme fırsatı sunuyor.