CHP’nin Uluslararası Suriye Konferansı başladı

CHP’nin Uluslararası Suriye Konferansı başladı

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından uluslararası düzeyde düzenlenen “Suriye’de Barışa Açılan Kapı - Uluslararası Suriye Konferansı” başladı.

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından uluslararası düzeyde düzenlenen “Suriye’de Barışa Açılan Kapı - Uluslararası Suriye Konferansı”nın açılış konuşmasını Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın yaptı.

Toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP'li çok sayıda isim de katıldı.

Açılış konuşmasını CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'nın yaptığı konferansta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da birer konuşma yaptı.

Ağbaba'nın konferans hakkında bilgi verdiği konuşmanın ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuştu.

GÖRMEMEZLİKTEN GELEMEYİZ

İmamoğlu konuşmasında, "Suriyeli mültecilerin sorunları yokmuş gibi davranamayız. Görmemezlikten gelemeyiz" vurgusunu yaptı. 

İmamoğlu konuşmasında şunları ifade etti; "İnsan ve toplumla ilgili her sorun, çok katmanlıdır, itinayla politikaları sürdürmeyi gerektirir. Suriyeli mültecilerin karşı karşıya kaldıkları çok önemli sorunlar vardır. Yerel ve ulusal politikalar birlikte, ortak akılla geliştirilmelidir."

"Sorun uluslararası, büyük bir sorundur...belki de tarihte yaşanan en büyük toplumsal yer değiştirmedir."

Konferans CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması ile devam etti.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle;

"Sizlere, en uzun kara sınırlarımızı paylaştığımız, Orta Doğu’ya açılan kapılarımızdan biri olan Suriye ile bir an önce dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerini kurmak isteyen bir partinin genel başkanı olarak sesleniyorum.

Bugün sizlere, bölgesinde barış isteyen, komşularıyla ilişkilerini bu anlayış ve vizyon üzerine kuran, Türkiye Cumhuriyeti'nin olduğu gibi partimizin de kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz sözü 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesine sahip çıkmak üzere sesleniyorum.

CHP olarak bu konferansla, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri onarmak için, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana attığımız adımlara bir yenisini ekliyoruz.

Bu çabalarımızın tek bir amacı var: Doğunun ve batının buluştuğu, kültürlerin bin yıllardır birbirleriyle kucaklaştığı coğrafyamızda akan kanı durdurmak ve bölge halklarının geleceğe eşitlik ve kardeşlik içinde umutla bakmalarını sağlamak.

2011 yılından bu yana yaşadıklarımız ve bugün geldiğimiz nokta, CHP’nin konuya ilişkin tutumunun ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle, doğru bildiğimiz yolda, yürümeye devam edeceğiz!

Suriye’deki savaşın sona ermekte olduğuna ilişkin kanaat her geçen gün güçlenirken, Ankara ve Şam’ın önlerinde yanıt bekleyen sorular bulunduğunu ve barışa doğru atılması gereken adımların olduğunu unutmamalıyız.

"Suriye'nin farklı dil, din, mezhep ve etnik aidiyetlerinin oluşturduğu çoğulcu ve seküler toplum yapısının korunmasına da özen gösterilmesi büyük önem taşımaktadır."

"Biz hep savunageldik, bugün de aynı kararlılıkla savunuyoruz: Suriye'nin geleceğine Suriye halkının karar vermesi demokrasinin, egemenliğin ve bağımsızlığın "olmazsa olmazıdır".

"İdlib’deki gelişmeler son derece kaygı vericidir. İdlib’de El Kaide ve türevi örgütlere mensup, on binlerce teröristin Türkiye’ye sızma olasılıkları ülkemizin güven ve istikrarı için ciddi bir tehlikedir."

"...terörle mücadelenin Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek ve doğrudan Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesinin en doğru yol olduğu inancındayız."

KILIÇDAROĞLU'NDAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

"1) Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye’nin geleceğine ancak Suriye halkının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız,"

"2) ABD ve Rusya’nın çıkarları arasında savrulmamak için, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilişkileri ilkelerine dayanan, bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz,"

"3) Suriye yönetimi başta olmak üzere, uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı, meşruluğu olan bütün aktörlerle, tıpkı burada olduğu gibi konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız,"

"4) Bugüne kadar, uluslararası hukuk ve meşruiyete aykırı bütün hamlelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz,"

"5) Suriye yeniden güvenli ülke olduktan sonra ülkemizdeki sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini teşvik etmeli ve bu amaca uygun politikalar geliştirmeliyiz."

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...” Türkiye ve Suriye halklarının barış içinde, bir orman gibi kardeşçe yaşamaları için çalışmaya devam edeceğiz!"