Büyük Türk dostu Pierre Loti

Büyük Türk dostu Pierre Loti

Pierre Loti, Fransa'nın Sevr Antlaşmasını onaylamasına karşı çıkıyor ve Türkiye'nin haklılığını savunarak ülkesi Fransa'nın hatalı bir yolda olduğunu haykırıyordu.

MUHİDDİN NALBANTOĞLU / İSTANBUL

Bu büyük Fransız’ın Türkiye’nin en zorlu yıllarında, Balkan Savaşı’nda ve Türk Kurtuluş Savaşı’nda Türkiye’nin en zor günlerinde Avrupa’nın merkezinde sesini yükseltmesi, bütün Avrupa medyasının ve halkının Türk halkının yanında yer almasını sağlamıştır. Kurtuluş Savaşı’nda Fransa ile yapılan ilk antlaşma olan ‘’Ankara Antlaşması’’ pek çok yönden onun eseri sayılır.

Anadolu’da en zor savaşları, zaman zaman bir gerilla hareketine dönüşerek devam eden Antep ve çevresindeki savaşları Fransız işgal kuvvetlerine karşı veriyorduk. Orada Fransız askerleri de ölüyorlardı. Türk askerleri ve sivil halkı da ölüyorlardı. Fransa’da korkunç bir Türk aleyhtarlığı kol geziyordu. Fakat bütün bu zor durumlara rağmen büyük bir Türk dostu olan Pierre Loti, yazdığı makalelerle, konuşmalarla ve etrafına topladığı ihvanıyla Türkiye’yi yılmadan savunuyordu. Türkiye’nin haklılığını, Fransa’nın hatalı yolda olduğunu durmadan ortaya döküyordu. Böyle bir savaş vermek için çok yaşlıydı. Zaten bütün olaylar da kendisini oldukça yıpratmıştı.

Paris’teki Rum lobisi de onun aleyhinde yoğun bir kampanya yürütüyordu. Çünkü Yunan hükümeti Avrupa’da kendi lehine bir hava yaratmak için oluk gibi para sar ediyordu. Dimitri Kitsikis adlı Yunanlı profesörün ‘’Yuna Propagandası’’ adlı oldukça önemli kitabında da çok çarpıcı örneklerinin görüldüğü gibi, onların bütün bu gibi entrikalarının karşısında yalnızca ve tek başına Pierre Loti dikiliyordu. Türkleri seviyordu. Fransa’yı seviyordu. Ve Fransa’nın hatalarını düzeltmesini istiyordu. Hakaretlere uğruyor, kendisine her türlü vasıta ile saldırıyorlardı. Kiralanmış gazete sütunlarında onu haksız yere hırpalıyorlardı. Bu arada müttefikler Sevr Barış Antlaşması’nı hazırlamışlar ve Türkiye’ye zorla onaylatmak yolunu seçmişlerdi. Loti, Fransız Meclisi’nin bu karaları almamasını ve onaylamamasını istiyordu. Konu ile ilgili yayınladığı kitaplar Türkçe ’ye de çevrilmiştir. Topluluk önünde yaptığı konuşmaları çok çarpıcı hükümlerle ve karalarla toparlıyordu. Bir defasında ‘’Eğer Fransa Meclisi kadim dostumuz Türkiye’ye karşı böyle düşmanca bir karar alırsa, damlarımı keser Fransız kanını akıtırım! ...’’ demek büyüklüğünü ve asaletini gösteriyordu. Onun konuşmalarını hemen bütün Fransız gazeteleri manşetlerine taşıyorlardı. Konuşmaları ve makaleleri bütün İtalyan ve İngiliz basının da akisler yapıyordu.

Sonunda Avrupa hükümetlerine rağmen hemen bütün Avrupa halk efkarını Türkiye lehine çevirmeyi başarmıştı. Artık bütün Batılı ülkelerde hükümetler düşmanımız ve hakları dostumuz durumuna gelmişti. Yunanlılar ise şehirlerimizi birbiri ardına işgal ederek Türkiye’nin kalbine doğru ilerliyorlardı. Bütün dünya heyecan içinde idi. Adeta soluğunu kesmiş, Ankara önlerinde ki Batı ile son hesaplaşmamızın sonucunu bekliyorlardı. Sakarya Savaşı’nın lehimize bitmesi sonucunda Avrupalı müttefikler arasında meydana gelen ilk açığı Fransızlar gerçekleştiriyorlardı. Ankara’ya Franklin Bulon başkanlığında bir heyet göndererek İngilizlere rağmen Ankara Antlaşmasını imzalıyorlardı. Bu müttefiklerin verdiği koalisyonun bozulmasının da ilk sinyali idi.

DENİZ SUBAYIYDI

Pierre Loti Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliğinde görevli üstü rütbeli bir Fransız deniz subayı idi. Türkiye’ye ilk gelişi 1878 Türk- Rus Savaşı sıralarında olmuştur. Daha sonraki yıllarda Türk-Yunan Savaşı 1897, Balkan Savaşı 1912-13, Cihan Savaşı’nda 1914-18 hemen her zaman Türkiye’nin yanında yer almıştır. Hele Cihan Savaşı’nda Türkiye’nin Fransa ile olacak muhtemel bir savaşa engel olmak için çalışmaları dikkat çekicidir. Onun Türkiye’ye karşı en büyük girişimi Türk Kurtuluş Savaşı sırasındaki yıllarda yaşanmıştır. Bütün Batılı ülkeler Türk’ün yok edilmesi için çalışırken Avrupa’nın merkezinde, Paris’te her türlü tehditlere ve baskılara rağmen yılmadan bizim haklılığımızı bağırmış ve Batıyı sonunda ikna etmeyi başarmıştır.

ATATÜRK’ÜN PİERRE LOTİ’YE TEŞEKKÜRÜ

Sakarya Savaşı sonunda Fransa’ya ilk defa Ankara Hükümeti bir temsilci topluluğu gönderiyordu. Bu heyette Türk Ocakları yöneticiliğinde de kurucu üye olarak yer alanlardan büyük Türkçü maliyeci Ferid (Tek) ile eşi yine Ocaklı Müfide Ferid (Tek) Hanımefendi de bulunuyordu. Bunların hazin bir vazifesi de Ankara mücahitlerinin ve Türk Başkumandanı Mustafa Kemal Paşa’nın hediyesi olan şehitlerin yetim bıraktıkları çocukların özel olarak Pierre Loti’ye hediye etmek için dokudukları halıyı ve Başkumandanın mektubunu takdim edeceklerdi. Ziyaret yapılır, halı takdim edilir…. Fakat kısa bir süre sonra, daha o zamanlar kendisine yapılan saldırılardan oldukça yorulan ve hasta bulunan Pierre Loti vefat edecektir. Fakat mutlu bir ölümdür bu: Çünkü uğrunda en başta sıhhatini ve bir ömür verdiği Türkiye’nin Mustafa Kemal’in başkanlığında istiklaline kavuştuğunu ve milli devletini kurduğunu görerek ölüyordu.

SÜLEYMAN NAZİF PİERRE LOTİ’Yİ ANLATIYOR

Anadolu’da Türk Kurtuluş Savaşı bütün şiddetiyle ve acımasızca sürerken İstanbul’da bir Pierre Loti Cemiyeti kurulmuştu. Gayesi Türkiye’nin dünya kamuoyunda haklılığını kanıtlamak için çalışmalar yapmaktı. O zamanki üniversite de bir konferans tertip edilir. Konuşmacı ünlü Türk gazetecisi ve şairi Süleyman Nazif’tir. Bu kaynar adam o ünlü konuşmasında bütün işgal zulümlerini de protesto ederek alev gibi bir hitabede bulunur. Öyle bir hitabe ki o kaynar adamın bir volkan kesilen hitabesini anlatmak, ‘’Vezüv yanardağını kartpostaldan seyretmeye benzer’’ deyimiyle naklederdi.