İleri yaş boşanmalarında artış yaşandığına değinen Kılıç, “Kadınlarda 40 yaşından sonra bir aydınlanma oluyor. ''Ben neye sabrediyorum?'' diyor. Bizim topraklarımızda emekliler genellikle kahvelerde ya da camilerin çay ocaklarında vakit geçiriyorlar. Çünkü o döneme kadar eşleriyle kurmadıkları ilişkiyi o saatten sonra kurmaya çalışıyorlar. Bir arada kaldıklarında stres ve uyum bozukluğu ortaya çıkıyor. TÜİK verilerine göre ileri yaş boşanmaları gözümüze çarpıyor. Kadınların kotası doluyor ve eşinin değişmesini beklemenin anlamsız olduğunun farkına varıyor. Yaşlı yalnızlığı dediğimiz bir yalnızlık var toplumumuzda” şeklinde konuştu.
Şeyda Betül Kılıç, ruh sağlığının çok kıymetli olduğunu belirterek, öncelikle insanın kendisiyle ilişkisini düzenleyebilmesinin önemine değindi. Kılıç, çiftlerin birbirlerini değişecek diye beklemesinden ziyade olduğu gibi kabullenmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Biz bazen katlanmayı sabır zannediyoruz. Yıllarca bu insan değişsin diye beklenti içerisindeyiz. Değişecek diye beklemektense olduğu gibi kabul etmeniz gerekmektedir. Erkek kadın fark etmeden her birey güzel sözler duymaya ihtiyaç hisseder. Lütfen bu konuda dilinizi kısır alıştırmayın. İltifatı hepimiz hak ediyoruz. Toplumda sadakati artırmanın birinci kuralı paylaşımı arttırmaktır. İkincisi ise bazı beklentilerin karşılanamaz olduğunu kabul etmektir. Beklentilerimiz konusunda esnekleşeceğiz.”