Arzumuz huzur içinde yaşamak
Havsa Belediyesi'nin arıtma tesisinin açılışına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tören alanında Havsa Belediye Başkanı Oğuz Tekin ve partililer tarafından karşılandı.
Saygı duruşu ve Edirne Belediyesi Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından belediyenin çalışmalarını anlatan kısa film gösterildi.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, belediye başkanlarının birinci görevinin bulunduğu kentte huzuru sağlamak olduğunu dile getirdi.
Türkiye'de neredeyse insanların birbirine düşman olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Neredeyse birbirimizin kimliğini, inançlarını tartışır hale geldik. Oysa güzel bayrağımızın altında hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Herkesin inancı, kimliği, yaşam tarzı kendisine. Ama arzumuz ne? Bir arada şanlı bayrağımızın altında huzur içinde yaşamak. Ben size izin verip bize yetki verirseniz huzurun sözünü, huzurun güvencesini veriyorum." diye konuştu.
Kenti kent yapanın sadece kırsal alanı, fabrikaları, parkları değil, aynı zamanda kimliği ve estetik güzelliği olduğunu vurgulayan Kılıçrdaroğlu, belediye başkanının o estetik güzelliğe de önem vermek zorunda olduğunu söyledi.
"Yapacağınız en güzel iş, sandık önünüze geldiğinde gereğini yapmaktır"
Tarıma dayalı bu bölgede besiciliğin önemli olduğunu bildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Başka bir yerden Türkiye'ye canlı hayvan hatta doğrudan doğruya et ithal edebiliyorsak, saman ithal ediyorsak hepimizin oturup düşünmesi lazım. Devasa bir Türkiye, koskocaman bir Türkiye neden bu duruma düştü? Konya'dan küçük Hollanda, bizim 3,5 katımız tarım ürünü ihraç ediyor. Biz pamuğu, samanı, canlı hayvanı, mercimeği, nohudu, fasulyeyi dışarıdan alıyoruz. Topraklarımız bereketli. İnsanlarımız çalışkan. Neden biz üretmiyoruz? Neden biz kazanmıyoruz? Neden dışarıya bu parayı veriyoruz? Hepimizin ortak düşünmesi gereken temel sorun bu.
Belki diyeceksiniz ki 'Çiftçi yeteri kadar desteklenmiyor?' Bu sorunun cevabı doğrudur. Ama derseniz ki 'Parlamento görevini yaptı mı? Kanun çıkardı mı?' Parlamento bir kanun çıkardı. Adı Tarım Kanunu. 21. maddesi der ki 'Her yıl çiftçiye milli gelirin en az yüzde 1'i oranında teşvik verilir.' diye. Türkiye'nin milli geliri yıllık 800 milyar dolar. Çiftçiye verilmesi gereken teşvik miktarı yıllık 8 milyar dolar. Veriliyor mu? Emin olun yarısı bile verilmiyor. O zaman sizin yapacağınız bir şey var. TBMM kanun çıkarıyor, sizin teşvikinizi öngörüyor, eğer hükümet bunun parasını size ödemiyorsa, yapacağınız en güzel iş, sandık önünüze geldiğinde gereğini yapmaktır. Yani size yasanın öngördüğü teşviki vermeyeni, sandıktan çıkarmamaktır."