Ala suresinin anlamı nedir?

Ala suresinin anlamı nedir?

Ala Suresi, mushaftaki sıralamada seksen yedinci, iniş sırasına göre sekizinci sûredir. Tekvîr sûresinden sonra, Leyl sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır. Peki, Ala Suresi anlamı ve fazileti nedir? Ala Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu nasıldır?

A’la Suresi, ismi Allah’ın 99 isminden biri olan “el-A’la esmasından almaktadır. Bu bağlamda A’la sıfatının “yüce ve ulu” manasına geldiği kabul dilmektedir. Mekke’de nüzul eden sureler arasında bulunan A’la; Mushaf sırasına göre 87. sırada, tebliğ sırasına göre de 8. sırada yer almaktadır. A’la Suresinden önce ve sonra tebliğ olunan sureler ise sırasıyla Tekvir Suresi ile Leyl Suresi’dir. Bu sure Hz. Muhammed tarafından da Cuma ve bayram namazlarında okunduğu için Müslümanlar tarafından oldukça ilgi görmektedir.

19 ayetten oluşan A’la Suresi bazı Müslümanlar tarafından okunmakta, diğerleri tarafından da ezberlenmektedir. Sure içerisinde değinilen konular bakımından da oldukça bilgi verici kabul edilmektedir. Bu bağlamda Ala Suresi’nde; Allah’ın yüce ve kudret sahibi olduğundan, inanmayanların durumundan, Kur’an’ı Kerim’i okumanın kolaylığından ve dünya hayatından yapılan işlerin ahiret hayatına etkilerinden bahsedilmektedir. A’la Suresi faziletleri bakımından oldukça sık başvurulan bir kaynaktır. Bunun için A’la Suresi’nin Arapça ve Türkçe okunuşlarından yararlanılmaktadır. Sizler için derlediğimiz içeriklerde hem bu okunuşlara hem de A’la Suresi’nin açıklaması gibi diğer bilgilere erişebilirsiniz.

A''LA SURESİ FAZİLETİ

Kaynaklarda, Hz. Peygamber’in A‘lâ sûresini okumaktan büyük zevk aldığı; vitir, bayram ve cuma namazlarında onu okuduğu bildirilmektedir (bk. İbn Kesîr, VIII, 399-400; Emin Işık, “A‘lâ Sûresi”, DİA, II, 310-311).

A''LA SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

1. Sebbihısme rabbikel''a''la.
2. Elleziy haleka fesevva.
3. Velleziy kaddere feheda.
4. Velleziy ahrecelmer''a.
5. Fece''alehu ğusaen ahva.
6. Senukriüke fela tensa.
7. İlla ma şaallahü innehu ya''lemülcehre ve ma yahfa.
8. Ve nüyessirüke lilyüsra.
9. Fezekkir in nefe''atizzikra.
10. Seyezzekkerü men yahşa.
11. Ve yetecennebühel''eşka.
12. Elleziy yaslennarelkübra.
13. Sümme la yemütü fiyha ve la yahya.
14. Kad efleha men tezekka.
15. Ve zekeresme rabbihi fesalla.
16. Bel tü''sirunelhayateddünya.
17. Vel''ahıretü hayrün ve ebka.
18. İnne haza lefissuhufel''ula.
19. Suhufi ibrahiyme ve musa.

A''LA SURESİ ANLAMI

1. Yüce Rabbinin adını tespih et.
2. O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır.
3. O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir.
4, 5. O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çörçöpe çevirendir.
6. Sana Kur''an''ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.
7. Ancak Allah''ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de.
8. Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz.
9. O halde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.
10. Allah''a karşı derin saygı duyarak ondan korkan öğüt alacaktır.
11, 12. En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır.
13. Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.
14, 15. Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.
16. Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
17. Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.
18, 19. Şüphesiz bu hük

TEFSİRİ...

Tesbîh, Allah’ı kendisine lâyık olmayan isimlerden, niteliklerden ve eylemlerden tenzih etmek, O’nun böyle kusurlardan uzak olduğunu kabul ve ifade etmektir. “Uygun şekil verme” diye çevirdiğimiz 2. âyetteki tesviye kavramı, Kur’an’da genellikle Allah’ın, yarattığı varlığa, onun varlık türünün gerektirdiği yapıyı, şekli vermesi, uygun forma kavuşturması” anlamında kullanılmaktadır. Bu âyette ise “sevvâ” fiilini –nesnesi belirtilmediğinden– “her şeye uygun şeklini verme” olarak anlamak gerekir (ayrıca bk. Hicr 15/29).

Allah’ın yol göstermesinden (3. âyet) maksat, yarattığı şeylerin tabiatını belirleyip onu hedefine doğru yöneltmesidir. Şevkânî âyeti şöyle yorumlar: “Allah varlıkların cinslerini, türlerini, niteliklerini, ne yapacaklarını, ne söyleyeceklerini, ecellerini takdir etmiştir; her birini yapabileceği, kendisine uygun olan davranışlara yöneltmiş ve yaratıldığı amaç istikametinde hareketini kolaylaştırmış, din ve dünya işlerinde yapması gerekeni ona ilham etmiştir” (bk. V, 493).

4 ve 5. âyetler, Allah’ın baharda yeşil bitkileri bitirip vakti gelince onları kapkara bitki kalıntısı haline getirmesi şeklinde açıklandığı gibi mecazen “canlı varlıklara hayat veren ve zamanı gelince onları öldüren” anlamında da yorumlanabilir. Bazı çağdaş yorumcular 5. âyetin, kömür madeninin teşekkülüne işaret ettiğini ileri sürmüşlerdir. Buna göre ilâhî kudret önceleri her türlü bitkileri, ağaçları yetiştirip uzun zaman sonra bunları kömür haline getirmiştir, âyet bu olayı ifade etmektedir. Zira kömür yataklarının daha önceki jeolojik dönemlerde yaşamış olan dev bitkilerle ormanların geçirdiği değişikliklerin ardından yer altında basınç ve ısı etkisiyle kömüre dönüşmüş olduğu bilinmektedir. Cansız madde olan taş ve topraktan yemyeşil otların ve ormanların çıkması nasıl Allah’ın kudretini gösteren bir olaysa onların zamanla taş kömürüne dönüşmesi de öylece O’nun kudretini gösteren bir olaydır (bk. Elmalılı, VIII, 5747-5758; Emin Işık, “A‘lâ Sûresi”, DİA, II, 311).